İŞ SAĞLIĞI GÜVENLİĞİ HİZMETLERİ HAKKINDA
6 Eylül Cumartesi günü Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliği 18.Madde 16.bendinde yapılan eklemeyle , "Sözleşmeyle çalıştırılan aile hekimine; hizmet verdiği merkezin kira, elektrik, su, yakıt, telefon, internet, bilgi-işlem, temizlik, büro malzemeleri, küçük onarım, danışmanlık, sekretarya, çalıştırdığı işçi statüsündeki personelin kıdem ve ihbar tazminatı dahil ücret, fazla mesai alacağı gibi tüm işçilik alacakları ile bu personele ilişkin iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri ve tibbi sarf malzemeleri gibi Bakanlıkça belirlenecek asgari fiziki ve teknik şartların devamına yönelik giderleri için her ay tavan ücretin % 50'sinin, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından yayımlanan illerin satın alma gücü paritesi puanı ile çarpımı sonucuna göre bulunacak tutarda ödeme yapılır." uyarınca Sağlık Bakanlığı Yargıtay ve Danıştay kararlarını görmezden gelerek çalıştırılan personel kıdem ve ihbar tazminatı ile, tüm işçi sağlığı ve güvenlik hizmetlerini de Aile Hekimlerine yıkmak istemektedir. Aile Hekimliği sistemi yaklaşık 18 yıldır uygulanmakta olup, ASM’lerde şimdiye kadar çalıştırılan personel hakkında Sağlık Bakanlığı tarafından hiçbir İş Sağlığı güvenliği işlemi yapılmamış olmasına rağmen, eklenen bu maddeyle ve DEN-İz sistemi üzerinden Aile Hekimlerinin bu hizmeti yürütmesi istenmektedir.
Sağlık Bakanlığı’nın işveren ve Aile Hekimlerinin sözleşmeli kamu personeli olarak kabul edildiği (alt işveren) birçok yargı kararı olmasına rağmen, kıdem tazminatlarının ve İş Sağlığı Güvenliği hizmetlerinin Aile Hekimlerine yıkılmak istenmesi kabul edilemez.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 2018/7550 E.-2018/16826 K. Sayılı kararı; "Yasal mevzuat hükümleri dikkate alındığında, aile hekimliği ve aile sağlığı elemanları için önce sözleşme, sonra faaliyetin gösterileceği uygun bir yerin (işyeri) oluşturulması ve düzenlenmesi gerekecektir. Sözleşme, çalışma şartları, çalışacakların nitelikleri ve ücretleri yukarda belirtilen ve T.C. Sağlık Bakanlığı tarafından uygulanan mevzuat hükümleri ile belirlenmiştir.
Aile hekimleri, çalışmaları sırasında sağlık hizmeti verdikleri kişilerden hiçbir şekilde ücret alamazlar. O nedenle aile hekimlerinin işveren, aile hekimliğinin Vergi Usul Kanunu ve Gelir Vergisi Kanunu yönünden ayrı bir işyeri olmadıkları açıktır. İş hukuku ve 4857 sayılı İş Kanunu yönünden değerlendirmede ise; ilgili hükümler değerlendirildiğinde bu işyerinde çalışan aile sağlık elemanları, sevk ve idare yönünden aile hekimlerine bağlı olmakla birlikte çalışma koşullarının Sağlık Bakanlığı tarafından belirlendiği, ücretlerini aile hekimlerinden değil, aile hekimi gibi sağlık müdürlerinin onayı ile devletten aldıkları, bu anlamda aile hekiminin işveren vekili konumunda kaldığı, işverenin Bakanlık olduğu kabul edilmelidir, denmiştir.
Bu gerekçelerden dolayı tüm hizmetlerde Aile Hekimlerinin tek başına sorumlu tutulması kabul edilemez, konuyla ilgili STK’lar ve meslek örgütleri tarafından davalar açılmıştır.
İZAHED YK olarak ısrarla bu sürecin kabul edilemeyeceğine dair mücadelemiz hukuki olarak sürecektir ve sürecin takipçisi olmaya devam edeceğiz. Yönetmelikteki ilgili maddeler iptal edilene kadar sahadaki birçok STK ve meslek örgütü avukatlarından aldığımız geri bildirimler doğrultusunda, sahadaki meslektaşlarımızın herhangi bir yaptırıma maruz kalmaması ve mağduriyet yaşamaması için, bu süre zarfında isteyen meslektaşlarımız için en uygun fiyatlı ve güvenilir bir kurumla anlaşabilmek için çalışmalara başlamış bulunmaktayız.
Kısa süre içinde konuyla ilgili duyuru yapılacaktır. Saygılarımızla.
İZAHED YÖNETİM KURULU
6 Eylül Cumartesi günü Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliği 18.Madde 16.bendinde yapılan eklemeyle , "Sözleşmeyle çalıştırılan aile hekimine; hizmet verdiği merkezin kira, elektrik, su, yakıt, telefon, internet, bilgi-işlem, temizlik, büro malzemeleri, küçük onarım, danışmanlık, sekretarya, çalıştırdığı işçi statüsündeki personelin kıdem ve ihbar tazminatı dahil ücret, fazla mesai alacağı gibi tüm işçilik alacakları ile bu personele ilişkin iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri ve tibbi sarf malzemeleri gibi Bakanlıkça belirlenecek asgari fiziki ve teknik şartların devamına yönelik giderleri için her ay tavan ücretin % 50'sinin, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından yayımlanan illerin satın alma gücü paritesi puanı ile çarpımı sonucuna göre bulunacak tutarda ödeme yapılır." uyarınca Sağlık Bakanlığı Yargıtay ve Danıştay kararlarını görmezden gelerek çalıştırılan personel kıdem ve ihbar tazminatı ile, tüm işçi sağlığı ve güvenlik hizmetlerini de Aile Hekimlerine yıkmak istemektedir. Aile Hekimliği sistemi yaklaşık 18 yıldır uygulanmakta olup, ASM’lerde şimdiye kadar çalıştırılan personel hakkında Sağlık Bakanlığı tarafından hiçbir İş Sağlığı güvenliği işlemi yapılmamış olmasına rağmen, eklenen bu maddeyle ve DEN-İz sistemi üzerinden Aile Hekimlerinin bu hizmeti yürütmesi istenmektedir.
Sağlık Bakanlığı’nın işveren ve Aile Hekimlerinin sözleşmeli kamu personeli olarak kabul edildiği (alt işveren) birçok yargı kararı olmasına rağmen, kıdem tazminatlarının ve İş Sağlığı Güvenliği hizmetlerinin Aile Hekimlerine yıkılmak istenmesi kabul edilemez.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 2018/7550 E.-2018/16826 K. Sayılı kararı; "Yasal mevzuat hükümleri dikkate alındığında, aile hekimliği ve aile sağlığı elemanları için önce sözleşme, sonra faaliyetin gösterileceği uygun bir yerin (işyeri) oluşturulması ve düzenlenmesi gerekecektir. Sözleşme, çalışma şartları, çalışacakların nitelikleri ve ücretleri yukarda belirtilen ve T.C. Sağlık Bakanlığı tarafından uygulanan mevzuat hükümleri ile belirlenmiştir.
Aile hekimleri, çalışmaları sırasında sağlık hizmeti verdikleri kişilerden hiçbir şekilde ücret alamazlar. O nedenle aile hekimlerinin işveren, aile hekimliğinin Vergi Usul Kanunu ve Gelir Vergisi Kanunu yönünden ayrı bir işyeri olmadıkları açıktır. İş hukuku ve 4857 sayılı İş Kanunu yönünden değerlendirmede ise; ilgili hükümler değerlendirildiğinde bu işyerinde çalışan aile sağlık elemanları, sevk ve idare yönünden aile hekimlerine bağlı olmakla birlikte çalışma koşullarının Sağlık Bakanlığı tarafından belirlendiği, ücretlerini aile hekimlerinden değil, aile hekimi gibi sağlık müdürlerinin onayı ile devletten aldıkları, bu anlamda aile hekiminin işveren vekili konumunda kaldığı, işverenin Bakanlık olduğu kabul edilmelidir, denmiştir.
Bu gerekçelerden dolayı tüm hizmetlerde Aile Hekimlerinin tek başına sorumlu tutulması kabul edilemez, konuyla ilgili STK’lar ve meslek örgütleri tarafından davalar açılmıştır.
İZAHED YK olarak ısrarla bu sürecin kabul edilemeyeceğine dair mücadelemiz hukuki olarak sürecektir ve sürecin takipçisi olmaya devam edeceğiz. Yönetmelikteki ilgili maddeler iptal edilene kadar sahadaki birçok STK ve meslek örgütü avukatlarından aldığımız geri bildirimler doğrultusunda, sahadaki meslektaşlarımızın herhangi bir yaptırıma maruz kalmaması ve mağduriyet yaşamaması için, bu süre zarfında isteyen meslektaşlarımız için en uygun fiyatlı ve güvenilir bir kurumla anlaşabilmek için çalışmalara başlamış bulunmaktayız.
Kısa süre içinde konuyla ilgili duyuru yapılacaktır. Saygılarımızla.
İZAHED YÖNETİM KURULU